NBA Live 08
Mert Katfar
21.10.2007
--------------------------------------------------------------------------------
Grafik 4.5\5
Ses 4\5
Genel 4\5
“ ... Güz mevsimi; sonbahar. Tartışmasız en sevdiğim mevsim. Doğduğum mevsim, bilgisayar başındayken ayağa kalkmak için terli sırtımı sandalyeden herhangi bir güç kullanmadan ayırabildiğim mevsim, spor oyunlarının piyasaya teker teker çıktığı mevsim, bir paragrafta "mevsim" sözcüğünü defalarca kullanmama sebebiyet veren mevsim... Doğum günümün geçtiğinin, sırtımın ise açık camdan esen rüzgar tarafından serinletildiğin farkına vardığımda bilinçaltım beni spor oyunları konusunda uyarmaya başlamıştı bile. NBA Europe Live Tour'un İstanbul ayağından sonra özellikle basket oyunlarını özlediğimi iyiden iyiye hissettim. Bu ay çıkacak oyunların tarihlerine bakarken NBA Live 08'i farkettim, harekete geçmeliydim...
- 3 gün sonra –
Staples Center'da Los Angeles Lakers, Charlotte Bobcats'i ağırlıyordu. Lakers taraftarları beyazlara bürünmüştü. 12 dakikalık 4 çeyreğin ardından heyecan doruktaydı zira 48 dakikadan geriye kalan sadece ve sadece 10 saniyeydi. Lakers'ın yediği son basketin ardından skor avantajı konuk takımdaydı(102-100). Alınan molanın ardından Luke Walton ev sahibi ekip adına topu çıkarmak için pota altına geldi ve topu Fisher'a yolladı. Fisher topla birlikte saha kenarına kadar ilerledi. İki oyuncunun baskısı üzerine topu dışarıda kendine bir an için boş alan bulan Kobe'ye yolladı. Kobe başını kaldırıp kalan süreye baktıktan sonra bir adım geriye, üçlük çizgisinin arkasına geçti. Kontrol artık onun elindeydi. İşte tam bu esnada Bobcats'li oyuncular da yaptıkları büyük hatanın farkına vardılar ama artık çok geçti. Havadaki top potaya doğru inişe geçtiği sırada potanın üstündeki o kırmızı ışık yandı. 3 sayı!
Hakem sahanın kenarında masa hakemleriyle pozisyonu tekrar izlerken Staples Center sessizliğe bürünmüştü. Kısa bir diyalogun ardında hakem arkasını döndü ve sayının geçerli olduğu işaretini verdi. Bense bu esnada maçı kazanmanın verdiği keyifle Scenario Play'deki bir sonraki maçımın ne olacağına karar vermeye çalışırken bir yandan da şarkımı mırıldanıyordum: ...Don't you know little fool, you never can win?, use your mentality, wake up to reality...* ”
"Oyuncular başlar, takımlar bitirir"
Şimdi yukarıda okuduğunuz satırların başlangıcına gidelim ve Nba Live 08'i incelemeye başlayalım. Oyunumuz Xbox 360 versiyonunda her sene olduğu gibi antrenman ekranıyla başlıyor(varsayılan ayarlarda oyuncumuz Gilbert Arenas), bu ekrana geldiğimiz ilk an bizi "Tips" ekranı karşılıyor. Bu ekrana göre bu yıl oyundaki yenilikler ise şöyle:
Quick Strike Ball Handling: Crossoverlar, fakeler... Bu yeni özellikle sağ analog + herhangi bir yön tuşu kombinasyonuyla rakibimizi saf dışı bırakmak için hareketimizi yapıyoruz. Normalde zaten NBA Live serisinde bulunan bu hareketleri yeni yapan ise esneklikleri ve birbirlerine bağlanmaları. Aynı zamanda birçok yeni hareket de mevcut.
Dominate the Paint: Artık boyalı alanda rakibimize sırtımız dönük içeri yüklenirken istediğimiz basketi bulabilmek için farklı olanaklarımız var. Hücum sırasında B tuşuna basarak fake atabiliyor, fake sırasında elimizden hızlı bir şut çıkartabiliyor ya da tekrar B tuşuyla ikinci bir fake deneyebiliyoruz.
Go to Moves: Pas verdiğimiz oyuncu adam adama yakın savunma altındaysa, top ona geçer geçmez şut tuşuna(B) ve sol analogtan herhangi bir yön tuşuna basarak hızlı bir driplingle kendimize şut imkanı yaratabiliyoruz.
ba Live Hot Spots: İşte en sevdiğim yenilik. Top bizim herhangi bir oyuncumuzun kontrolü altındayken Left Bumper(LB) tuşuna basıyoruz. İşte tam bu esnada sahamız üçlük çizgilerinin gerisine kadar farklı bölümlere ayrılıyor. Oyuncunun daha etkili olduğu yerler kırmızı, orta derecede etkili olduğu yerler sarı, asgari derecede etkili olduğu yerler ise mavi ile gösteriliyor. EA bu sayede her oyuncunun daha etkili şut attığı yerleri belirlemiş ve oyuna bir miktar daha gerçekçilik katmış(Örneğin; Bruce Bowen'ın köşelerden attığı üçlükler).
Perimeter Battle: Son yeniliğimiz savunmayla alakalı. Rakip pota altına doğru harekete geçtiğinde Left Trigger(LT) tuşuyla onu engelleyip, zor şutları atmaya zorluyoruz.
"Her takım bir kahramana, her kahraman bir takıma ihtiyaç duyar."
Tabii ki oyundaki yeniliklerimiz sadece bunlarla sınırlı değil. Menüden yola çıkarak yenilikleri anlatmaya devam edelim. Game Modes bölümünde gözümüze ilk çarpan Fiba World Championship. Tanıtım videolarından da hatırladığımız gibi 8 ayrı milli takımı kontrol etme şansımız var. Bu takımlar; ABD, Almanya, Arjantin, Çin, Fransa, İtalya, İspanya ve Yunanistan(Gönül isterdi ki bu takımların arasından Türkiye'yi de görelim). NBA haricindeki takımlarla maç yapma fikri orjinal olsa da takım sayısı çok az. Game Modes dahilindeki bir diğer yenilik ise incelemenin başında da adı geçen Scenerio Play. Fikir tamamıyla yeni değil ama NBA platformuna aktartığı için EA Sports'u takdir etmek lazım. Özellikle basketbol gibi saniyelerin bile çok önemli olduğu bir sporda Scenerio Play'i oynamak ayrı bir zevk. 2005 finallerinde, 5. maçta, Detroit karşısında Robert Horry'nin attığı o meşhur üçlüğü NBA Live serisinin herhangi bir oyununda tekrarlayacağım aklıma bile gelmezdi (Evet, Spurs taraftarıyım). Quick Pick Play son yeni oyun modumuz. Takımlarımızı seçtikten sonra tüm NBA dahilinde istediğimiz herhangi on oyuncuyu takımımıza dahil ediyoruz, bir nevi iki takımın oyuncularını da bizim belirlediğimiz Play Now diyebilir Quick Pick Play için. İster bir yıldızlar karması kurabilir, isterseniz ortalama oyunculardan oluşan bir takım yaratabilirsiniz. Bu tamamen size kalmış(Tüm oyuncuları kendimiz belirliyorsak takım seçmenin mantığı ne diyeceksiniz. Evet, bir mantığı yok esasında). Neredeyse her Xbox 360 oyununda olduğu gibi NBA Live 08'de de Xbox Live desteği mevcut. Normal maçların yanı sıra bu sene FIFA'ya paralel olarak online ligleri eklemişler. Menüde gözüme çarpan bu seneye ait en ilginç seçenek ise ESPN başlığı altındaki Live Stats. Bu bölümde takımlarla ve oyuncularla ilgili genel sezon istatistikleri yer alıyor. Her ne kadar yeni sezon başlamadığı için şu an geçen senenin rakamları geçerli olsa da sezon sırasında sık sık güncellenirse çok kullanışlı olacağı kesin. Geçen sene(ler)de oyunda bulunan Play Now, Dynasty Mode, NBA All-Star Weekend, My Nba Live 08 ve diğerleri için değişen pek fazla bir şey yok. (Aklıma gelmişken belirtmemde fayda var, loading ekranlarında amaçsızca beklemememiz için oyun bize bir quiz sunuyor. ESPN Trivia Game adı verilen bu bölümde yükleme süresince size NBA ile alakalı sorular soruluyor, eğlenerek öğrenmemiz sağlanıyor.)
“Bir şeyleri başarmadan önce kendinizden umabilmelisiniz.”
İncelememizin yavaş yavaş sonuna yaklaşırken oynanıştan ve teknik detaylardan bahsetmek istiyorum. Oynanış hali hazırda zaten belirttiğim yeniliklerin dışında aynı. Bu yenilikler oyunu kısmen daha gerçekçi ve oynanabilir yapmış. Tamamen arcade yada simülasyon olmamasına rağmen aradaki denge iyi kurulmuş. Yapay zeka sizi bir hayli zorlayabiliyor. Tabii bu oynadığınız zorluk seviyesiyle orantılı olarak değişiyor. Grafikleri uzun uzun anlatmaya gerek görmüyorum. Xbox 360'ın hakkını veriyor anlayacağınız. Potanın camının arkasındaki kameradan, serbest atış sırasında pota arkasında dikkat dağıtmaya çalışan seyirciye kadar her şey mükemmel. Sesler, özellikle müzikler her zamanki EA Sports kalitesinde. Datarock'ın Fa-Fa-Fa'sı, Aasim'in Customer'ı, Timberland'ın The Way I Are'ı bu güzel soundtrack arasından gözüme çarpanlar. Sonuç itibariyle NBA Live 08 mükemmel olmasa da geçen senedeki eksiklerin giderilmesi ve yenilikleriyle bize iyi bir basketbol oyunu sunuyor. Bakalım NBA 2K serisi nasıl bir cevap verecek.