Gökhan Zan: Şimdi Sorumluluk Alma Zamanı
Galatasaraylı futbolcu Gökhan Zan Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan Son Pas programına konuk oldu.
Kasımpaşa maçıyla başlayalım. Uzun bir aradan sonra forma giydin ve 90 dakika boyunca başarıyla görev aldın. Kendi perfonmansınla ilgili ne söylemek istersin?
Uzun bir aradan sonra 90 dakika oynamak kolay değil, özellikle bu dönemde forma bulmak gerçekten zor. Hiçbir zaman sorumluluktan kaçan bir insan değilim. Aksine sorumluluk sahibiyim ve şu dönemde sorumluluk alınması gereken bir zaman dilimi. Önce Karabük maçına hazırlandım ama tam hazır olmadım o zamandan bu zamana kadar geçen bir süre zarfı var. Hep çalıştım sabrettim ve bekledim, bizim işimiz spor. Beklemek gerekebilir ama çalışarak beklemek gerekir. Ve o dönemden bu döneme kadar sabırla bekledim ve forma şansı buldum bunu iyi değerlendirmeye çalıştım. Galatasaray armasına Galatasaray camiasını layık olmaya çalıştım ve 90 dakikalık süre zarfında başırılı olmaya çalıştım. Önemli olan bu durumun sürekli olması. Süreklilik olursa başarı da olur. Bir defans oyuncusunun sürekli oynaması gerektiğini düşünüyorum. Bir forvet veya bir orta saha oyuncusu oyunun son bölümlerinde 10-15 dakika forma şansı bulabilir ama bir defans oyuncusu sakatlık olmadıkça şans bulamaz. Onun için bizim her zaman daha fazla çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Dışarıda kendimizi her zaman hazır bulundurmamız gerektiğimizi düşünüyorum. Onun için ben hep çalıştım hazır bekledim. Hocamın bana verdiği şansı en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştım. Eğer bunun üzerine devamlılık gelirse iyi olur. Söylediğim gibi defans oyuncusunun oynayarak verimi artar. Durduğunuz zaman da hazır olmanız ve kendinizi geliştirmeniz gerekir. Çünkü sürekli oyunda güçlü ve dayanıklı olmanız gerekir. Onun içi oynamadığım zamanlar hep hazır olarak bekledim sakat olduğum belirtildi. Aylar öncesinde sadece 2 haftalık bir sakatlık sürecim oldu. Geçen seneden bu zamana hep hazır bekledim ve çalıştım. Zaman zaman yedek kulübesinde bekledim. Kadroya alınmadım ama hep çalıştım çünkü bu süre zarfı az konuşup çok çalışma zamanydı. Ağır bir sakatlık da geçirmedim sadece omzumdan sakatlandım. O da geçen seneydi. Ameliyat olmam söz konusuydu onu da atlatım. Bazı gazetelerde bu konu farklı lanse edildi. Ama öyle bir durum söz konusu değildi. 2 haftalık bir sakatlığım söz konusuydu hep çalıştım ve bekledim. Şuan da forma şansı bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum, inşallah en iyi şekilde de değerlendirmişimdir.
Dört maçın ardından galibiyet yaşadınız ve bu sene takıma baktığımız zaman bazı iktikrarsızlıklar da yaşanıyor. Takımın genel performansıyla ilgili neler söylemek istersiniz ?
Takım olarak bir istikrar yakalamış değiliz. Kimse bunları yaşamak istemez. Ama ben her zaman istikrarın olacağı yerde başarının da olacağını düşünüyorum. Ben takımın bir başarı bir süreklilik kazandıktan sonra bir yerlere geleceğini ve bunun da orada bırakılmayıp daha da ileri taşınmasının gerektiğini düşünüyorum. Galatasaray bir Avrupa takımı ve Türkiye’deki üst seviye takımların en önemlisi. Şu an kötü bir dönem geçiriyoruz ama atlatacağız. Önceden de bölye durumlar olmuştur ama atlatılmıştır. Galatasaray demek dik durmaktır sorumluluk almaktır. Birlik ve beraberlik demektir. Galatasaray camiasını Galatasaray takımını taraftarımızla beraber biran önce başarıya endekslemek istiyoruz. Yeni stadımızla birlikte o heyacanla arka arkaya galibiyetler almak istiyoruz. Bu sezonu en iyi yerde bitirmek, önümüzdeki sezon Avrupa Kupaları’na katılmak istiyoruz. Liderle aramızda bayağı bir puan farkı var. Tabiki matematiksel olarak herşey devam ediyor. Ama şu durumda kesinlikle Galatasaray’ın özellikle yeni stadımızda mutlaka Avrupa’da olması gerektini düşünüyorum.
Son Kasımpaşa maçında Lucas Neill’le görev aldın. Servet’le de uzun dönem birlikte forma giydin. Galatasaray’daki defans bloğu hakkında neler söylemek istersin?
Hem Lucas Neill hem Servet Çetin üst düzey oyuncular. Bunu milli takımlarında ve kulüp takımlarında kanıtladırlar. Servet ve Neill yaklaşık 1,5 yıldır beraber oynadı. Neill’la Karabük maçında 45, Kasımpaşa maçında 90 dakika beraber oynadık. Neill ve Servet iyi bir ikili. Tabiki her oyuncunun formsuzluğu olabilir, sakatlığı olabilir. Özellikle benim düşündüğüm şu; teknik direktör, takım arkadaşı veya taraftar bir oyuncuya pozitif enerji verirse, özgüvenini sağlarsa, başarı gelir. Neill’le uzun bir aradan sonra beraber oynamak defans bloğu için kolay bir şey değil. Antrenmanlarda kendini geliştirip, çalışarak, sabrederek, kendini hazır tutarak, konsantrasyon ve motivasyonla bu işi çözebilirsiniz. Her zaman herkese forma şansı gelecek. Herkes değişik kişilerle yanyana oynayabilir. Rekabetin başarıyı getireceğine inanan insanlardanım. İnşallah bu rekabette ben de varolurum. Kötü bir sezon geçiriyoruz. Şuan sorumluluk alma zamanı.
Defans bloğu demişken, sezon başında şanssız bir sakatlık geçiren Çağlar Birinci son Kasımpaşa maçında ilk resmi maçına çıktı. Milli Takıma yükselmiş bir isim. Hakan Balta, Insua ve Çağlar sol kanatta önemli bir rekabet oluştu değil mi?
Orada da bir rekabet var. Kendisi adına hayırlı olsun diyorum. Umarım daha fazla süre alır ve takıma yararlı olur. Çağlar sakatlığı atlattı. Galatasaray camiasına katkı vermesini bekliyoruz. Çünkü o kapasite ve potansiyele sahip biri. Uzun yıllardır Süper Lig tecrübesi var. Milli takım tecrübesi var. Liderlik ve kaptanlık vasfı olan bir oyuncu. Daha çok süre aldığı takdirde bu şansı çok iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum.
Servet Çetin’den bahsetmek istiyorum. Son dönemde çok fazla eleştirilen oyuncuların başında geliyor. Sen onu yakından tanıyorsun. Onun hakkında söylenenler için yorumun ne olur?
Eleştiri herkese gelebilir. Meyve veren ağaç taşlanır. Gerek kulüp takımlarında gerekse milli takımda yıllarca oynamış, başarılar kazanmış bir futbolcu. Zaman zaman her futbolcunun formsuzluğu olabilir ama takımın kötü gidişatını Servet’e bağlamak ya da bireylere bağlamak doğru değil. Takım halinde savunma, takım halinde hücum yaparsak bu takıma yansır. Mağlubiyetin olduğu yerde savunma oyuncusunun eleştirilmesi doğal. Ama Servet arkadaşımız kendisini ispat etmiş, önemli ve üst düzey bir futbolcu. Kendisine Avrupa’dan teklif gelmiş, milli takımla Avrupa Şampiyonası’nda müthiş bir performans sergilemiş, Galatasaray’ın şampiyonluklarında pay sahibi olan bir futbolcu. Servet’in taraftardan özgüven aldığı takdirde daha da faydalı olacağını düşünüyorum. Her arkadaşımıza taraftarın biraz daha anlayışlı ve hoşgörülü olmasını istiyorum. Beşiktaş maçında Ali Turan bir refleksle penaltı yaptırmış olabilir. Bunlar futbolun içinde olan şeyler. Futbol hatalar oyunudur. Taraftar futbolcusuna özgüveni vermeli. Maç içinde bunların olması hoş bir şey değil. Kendi futbolcuna kötü tezahürat yaptığında rakip takım kendine daha çok güven duyuyor ve daha rahat futbol oynuyor. Galatasaray taraftarından Ali Sami Yen Stadı’nda o eski ambiansı tekrar yaşatmasını istiyoruz. Birlik ve beraberliği tekrar sağlayıp, Ali Sami Yen Stadı’nda kolay çıkış olmadığını göstermelerini istiyoruz. Bunu yıllarca yapan bir taraftar topluluğu var. Hem Avrupa’da hem ligde bunu yıllarca gösterdiler. Taraftardan istediğimiz her arkadaşımıza 90 dakika boyunca sahip çıksın. 1-0 veya 2-0 geriye düşülse bile skoru lehinize çevirecek gücü kendinizde hissetmeniz için taraftarın size o pozitif enerjiyi vermesi gerekiyor. Umarım Gençlerbirliği maçında taraftarımız Ali Sami Yen Stadı’nı doldurur. 90 dakika boyuncu hepimizi destekleyeceğine canı gönülden inanıyorum. Evet kötü oynuyoruz evet kötü sonuçlar alıyoruz. Taraftarımız bu konuda son derece haklı. Şuan kendi adımıza az konuşup çok fazla çalışma zamanı. Ama Galatasaray forması ve armasıyla sahaya çıkan oyunculara taraftarın özgüven vereceğini ve arkasında duracağına inanıyorum.
Peki takımın yeni futbol stili ile ilgili senin görüşlerin neler ? Hagi geldiğinden beri daha az pozisyon veren takım haline geldi Galatasaray. Hem defans anlamında hem de yeni stil ile ilgili neler söylemek istersin?
Benim taktik işlerine girmem fazla doğru olmaz. Her hocanın bizlere taktik olarak, teknik olarak öğreteceği şeyler vardır. Bizde futbolcular olarak bunları en iyi şekilde uygulamaya çalışıyoruz. Antrenmanlarda pratik haline çevirebilmek için. Onun için hem teorik olarak hem de pratik olarak bunlara çalışıyoruz saha içerisinde. Dediğim gibi bu sistemde, hocanın getirdiği sistem yada başka bir hocanın bunlara girmek futbolcu açısından pek fazla doğru değil. Sadece hocamızın bize verdiği taktiği saha içerisinde en iyi şekilde yansıtabilmek. Dediğim gibi takım halinde hareket edebiliyorsak, başarının gelebileceğini düşünen bir insanım. İnşallah Hagi ile beraber dediğiniz gibi çok az pozisyon veriyoruz evet doğru ama en büyük şanssızlığımızdan bir tanesi de, rakip takım sahamıza geldiğinde bir pozisyonda olsa gole çevirebiliyor. Bizim kaçırdığımız bir sürü pozisyon oluyor örneğin Beşiktaş maçında. 3. dakika penaltı ve son dakika pozisyon olmadan bir gol yiyoruz 80. dakikada ve biz 3 tane net pozisyon yakalıyoruz. Beşiktaş’ ın girmediği pozisyonlara biz giriyoruz. Yani 2-0’dan maçı 3-2 çevirecek pozisyonlar da yaratıyoruz iyide oynuyoruz fakat şans yanımızda olmuyor. Kayseri maçı aynı şekilde öyle oldu bir sürü net pozisyona girdik atamadık. Yani en büyük şanssızlığımız, az pozisyon veriyoruz ama o az verdiğimiz pozisyonlar maalesef kalemizde gol oluyor. Tabi bunlar futbolun içinde olan şeyler. Onun için fazla geriye bakmamamız gerektiğini düşünüyorum. Eğer geriye bakacaksak da 1 kere bakıp nerede hata yaptığımızı düşünüp hepimizin, Galatasaray’ ın sorumluluğunun bilincinde olması gerektiğini düşünen bir insanım. Onun için inşallah bu yaptığımız hatalardan büyük ders çıkarıp, kalan 2 maçımızı ve kupa maçını alıp yeni stadımızda daha farklı bir Galatasaray, daha farklı Galatasaray ruhu ortada olan, sinerji veren, taraftarını arkasında hisseden, rakip takım geldiği zaman o sahadan çıkamayacağını hisseden bir takım oluruz inşallah diye umut ediyorum.
Şimdi Türkiye’ de genelde şöyle bir eleştiri oluyor. Türkiye’ de stoper yetişmiyor diye eleştiriler var. Sen buna katılıyor musun?
Mutlaka tabiî ki stoper yada bir kaleci çok az yetişen bir mevkiidir. Çünkü bir defans oyuncusunun özellikleri diğer orta saha ve forvet oyuncularına göre çok farklı. Çünkü orta saha bol alternatifli, 4 kişili oynayabiliyorsunuz orta sahayı. Forvet oyuncuları ile 3-4 kişi oynayabiliyorsunuz. Ama bir defans oyuncusu sadece 2 tane stoper oynatabiliyorsunuz ve bu 2 stoper devamlı olması gerekiyor. Yan yana oynayabilen 2 futbolcu ve bunların alternatifleri olmak zorunda çok iyi alternatifleri. Bunlar işte çıkana kadar yıllar geçiyor. Ama özellikle son dönemlerde çıktığına inanıyorum yavaş yavaş daha da iyi olabileceğine düşünüyorum. Önemli futbolcular da var. Çok genç futbolcular da var stoper mevkisinde. Bizim jenerasyonda Servet olsun, ben olayım, İbrahim Toraman. Bunlar hep beraber yan yana daha öncede Milli Takım’ da da oynamış futbolcular. Bu jenerasyon arkasında şuan da özellikle Bursaspor’dan İbrahim katıldı, Kayserispor’ dan Serdar katıldı, Beşiktaş’tan da şuan tam adını hatırlayamıyorum sol stoper İbrahim Toraman’ ın yanında oynayan. Yani bir sürü futbolcu şuan da yavaş yavaş geldiğini düşünüyorum. Onun için herkese ne kadar çok şans verilirse, o kadar fazla ortaya çıkacağını düşünüyorum. Ama işte yabancı sayısının fazla olması ve özellikle defans mevkisine transfer yapılması çok az oyuncu yetişiyor o zaman diyebiliriz. İnşallah bu yabancı sayısına da belli bir statü getirilir ve hem Türk Milli Takım’ın da, hem Türk oyuncuların daha fazla yetişmesinde başarının gelebileceğine inanıyorum.
Türk defans oyuncularının yan top ve geriden oyun kuramama zaafları da olduğu konuşuluyor. Buna katılıyor musun?
Buna katılmıyorum kesinlikle. Bir tek bu Türkiye’ de var tabi ki herkes konuşabilir, eleştirebilir, yazabilir, çizebilir, yorum yapabilir herkesin en doğal hakkı, herkes kendi işini tabi ki yapmaya çalışıyor. Benimde anlamadığım konulardan bir tanesi topu oyuna sokma. Topu oyuna sokma ne demek yani asist yapmak mı onu bilmemiz gerekiyor. Bir defans oyuncusunun kesici olması lazım. Defans oyuncusu birebir mücadeleye girer, defans oyuncusu topu kaptığı zaman en yakın arkadaşına vermeye çalışır. Oyun kendi içinde zaten şekillenip bir kanattan bir kanada top dolaşır zaten gider. Ama bir defans oyunsu kalkıp da bütün oyuncuları çalımlayıp asist yapacak değil. Öyle bir lüks yok tabiî ki. O riske giremezsiniz. Herkesin belli bir kademede mevkisinde yeri ve görevi vardır. Sizde defans oyuncusu olarak topu alıp topu kestikten sonra en yakına verebilmektir. Yani biz mi yanlış izliyoruz bilmiyoruz acaba. Yada eleştirenler, konuşanlar, yorum yapanlar İngiltere Ligi’ni izlemiyorlar mı acaba merak ediyorum Premier League’yi . Yada şeyle kıyaslıyorlar herhalde, Barcelona ile mi kıyaslıyorlar. Çünkü Barcelona 10 yıldır aynı takımla oynuyor. U17’den Milli Takım’ dan beri beraber oynayan bütün arkadaşlar yan yana oynayan arkadaşları. Onun için hani böyle takım kurmak bir yada 2 takıma nasip olabilir. Onun için eleştiren arkadaşlar Premier League’ yi izlesinler görelim Premier League’ de daha mı uzun top atıyorlar, topu taça atıyorlar, kornere atıyorlar, vuruyorlar ama alkışlanıyor seyirci tarafından ödüllendiriliyor. Ama Türkiye’ de topu kestikten sonra yakınına bile versen her zaman topu oyuna sokmama, işte beceriksizlik. Tabi bunlara alıştık yıllardan beri. Onun için pek fazla kafaya takmamak gerektiğini düşünüyorum. Bizde tecrübelendik artık o konuda. Çünkü bu tür yorumlar, bu tür yazılıp çizilenler artık bizi etkilemiyor. Tabi ki daha önce etkiliyordu. Şuan artık hepimiz birer tecrübeli futbolcu olduk, olgun insan olduk. Onun için bu tür şeyler artık bizi yıpratmıyor.
Galatasaray uzun bir zaman sonra tekrar sadece Türk kalecilerle çalışıyor. Sen de tecrübeli bir defans oyuncusu olarak Ufuk ile ilgili, Aykut ile ilgili, Emirhan ile ilgili neler söylemek istersin.
Aykut zaten yıllardan beri Galatasaraylı bir futbolcu. Eski bir arkadaşım. Çok da şans bulan bir arkadaşımız. Gayet çok ciddi bir şekilde çalışan karakterli bir futbolcu. Ufuk arkadaşımız da Galatasaray’a yeni gelmiş. Çok genç bir arkadaşımız ilk defa büyük camianın kalesini heyecanla korumaya çalışan bir arkadaşımız. Tabi ne kadar daha fazla şans alırsa, ne kadar süreklilik ve devamlılık alırsa o kadar daha fazla yaralı olabileceğini düşünüyorum. Ama bu tabiî ki ne kadar şans alabileceğine bağlı, ne kadar oynayabileceğine bağlı. Örneğin Real Madrid’ de Casillas’ ı söyleyebiliriz. 10-12 yıldır devamlı Real Madrid’ de gençliğinden, ufaklığından beri tek kaleci olarak ve arkasında devamlı güvendiler, durdular, başarısız sonuçlar aldılar ama devamlı arkasında durdular. O kaleciyi kazandılar. Şuan da Türkiye’ de kolay kolay kalecide yetişmiyor. Ufuk arkadaşımızın bu olayı kırabileceğini düşünüyorum. İnşallah bu noktada Galatasaray’ a daha uzun yıllar hizmet edip çok başarılı bir kaleci ve isminden uzun yıllar hissettirebilecek bir kaleci olmasını diliyorum.
Biraz futbolun dışına çıkacak olursak futbolu bıraktıktan sonra futbolun içinde yer almayı düşünüyor musun? Teknik direktörlük yada menejerlik.
Şuan da 28-29 yaşındayım bunları konuşmak çok doğru değil. Önünüzde biraz daha futbol oynama şansınız var. Onun için bu tür şeyleri şimdiden konuşmak doğru değil ama tabi ki şimdi düşünebiliyorsunuz, hayal edebiliyorsunuz ama birkaç sene daha geçtikten sonra artık kendi durumunuzu şekillendirebiliyorsunuz.Ama şuanda daha çok erken diye düşünüyorum. Ama inşallah tabiî ki her futbolcu futbolun içinde kalmak ister çünkü bu 15 20 yıllık süre içerisinde futbolun içinde olan bir insan kolay kolay kopmayacağını düşünüyorum. Ama bu teknik direktörlük olur, menejerlik olur, sporun içinde olur, spor adamı olur, sportif direktör olur, menejer olur,yardımcı antrenör olur yani artık ne olarak görev verirseniz mutlaka her futbolcu orada olmak ister ama şuanda onları düşünmek doğru değil. Ben şuanda sadece kendi işime konsantre olmaya çalışıyorum. Galatasaray’ın başarısı için konsantre olmaya çalışıyorum. Dediğim gibi bunları da şuanda düşünmek kolay değil. Daha çok erken.
Yurt dışında özellikle takip ettiğin bir lig var mı? Geçtiğimiz senelerde Arsenal ve Blackburn’ un seni istediği haberleri de çıkmıştı basında.
Şimdi Arsenal... Yıllar önce Beşiktaş’dayken çıkan bir olaydı. Takibe alınmıştım. Blackburn olayı da evet o doğru. Galatasaray imza atmadan önce Blackburn Rovers olayı vardı. Tabi ki ben bunu burada ilk defa sizin aracılığınız ile söylüyorum. Galatasaray’ ın Avrupa’ da büyük başarılar elde edebileceğini düşündüğüm bir takım olduğundan, Avrupa’ da başarılı Gökhan Zan olarak Galatasaray futbolcusunun Avrupa’ da başarılı bir futbolcu olarak adımı yazdırmak istiyorum. O yüzden ben Galatasaray’ ı tercih ettim. Galatasaray’ ın büyüklüğü kesinlikle tartışılmaz. Onun içinde çok mutluyum. Galatasaray’ da kaldığım için çok mutluyum. İnşallah dediğim gibi uzun yıllar da Galatasaray’ a hizmet ederim. Tabi ki sözleşmem sezon sonunda bitecek. Bugün burada varız yarında yok olabiliriz bunu bilemeyiz. Önemli olan Galatasaray’ ın başarısıdır. Ben var olsam da olmasam da Galatasaray’ ın her zaman başarılı olması için mutlaka dışarıdan da olsa dualarım eksik olmaz. Çünkü gerçekten kabullendiğim bir camia, çok sevdiğim bir camia. Galatasaray’ ın benim için ayrı bir yeri var.
Çok kısa Milli Takım ile ilgili de konuşalım istiyorum. Kötü sonuçların ardından revizyona gidildi bildiğin gibi ve Hollanda maçındaki oynanan futbol otoriteler tarafından olumlu karşılandı. Sen neler söylemek istersin Milli Takım ile ilgili. Hem revizyonla ilgili hem de 2012 Avrupa Şampiyonası için.
Gayet yerinde oyuncu değişiklikleri yeni oyuncuların katılması tabi ki orada Hiddink’ in yeni oyuncuları görmesi en doğal hakkı. Kendisinin de belli bir stratejisi, belli bir planları vardır ve o strateji ve planlar içerisinde bir takım şeyler deneyip görmek istiyordur. Buda çok doğal olsa gerek. En büyük ümidimiz tabi ki hangi futbolcu ay yıldızlı formayı giyerse o ay yıldızlı formanın ruhu ile sahaya çıkıp elinden gelenin en iyisini mutlaka yapacaktır. Herhangi bir isim kim olursa olsun bu sahada kesinlikle o milli duyguları taşıyarak oynayan futbolcuların olması gayet doğal yani. Şuanda onların gençlerin gelmesi ileriyi görmesi. Herkese saygı duymak zorundasınız. Bende hocanın saygı duyulması gereken bir hoca olduğunu düşünüyorum. Mutlaka herkese o stratejiler içerisinde düşündüğü şeyler vardır. Eski oyuncularla yeni oyuncuları karmada yapabilir. Onun için saygı duyulması lazım. Ama inşallah EURO 2012’ ye hep beraber gideriz ve 2008’ de kaldığımız yerden devam edip hocamızla beraber kim milli takımda olursa o gün tekrardan Türkiye’ yi ve Dünya’ yı, Avrupa’ yı sallamak istiyoruz.