Süper Ajan K9
Süper Ajan K9

Komedi - Macera
Deşifre, dünyadaki terör örgütlerinin mal varlıklarını kontrol eden, uluslararası zengin bir teröristtir. Üzerinde çalıştığı kimyasal silah başarılı sonuçlar vermiş ve artık kullanılmayı beklemektedir. İstanbul’da düzenlenen NATO zirvesi, Deşifre’nin planını uygulamak için mükemmel bir fırsattır. Yoğun güvenlik önlemleri arasında başlayan zirve, Deşifre’nin haince planı yüzünden bir anda kâbusa döner.
ÇGS (Çok Gizli Servis), Deşifre’nin haince planına karşı bir numaralı silahı, sakar ajanı K9’u göreve çağırır. Süper Ajan K9, güzel ve seksi ekip arkadaşı Ayşe Kosavalı’nın da yardımıyla Deşifre ve ekibini yakalamak için amansız bir mücadeleye girişir.
Yönetmen hakkında:
Daha önce “Bir Varmış Bir Yokmuş”, “İki Yabancı”, “Aşk Oyunu” gibi dizilerin yönetmenliğini yapmış olan Bülent İşbilen, “Süper Ajan K9” ile ilk uzun metrajlı filmini de hayata geçirmiş oldu.
Orijinal Cinayet(ler)
Righteous Kill

Dram - Suç
David ve Thomas rozetlerini çıkarıp emekli olmadan önce, kadın ticareti yaparak kötü ün yapmış birinin cinayetini araştırmak için çağırılırlar. Hukuki sistemin açıklarından yararlanan suçluları hedef almış bir seri katille karşı karşıya oldukları ortaya çıkar. Katilin amacı polisin yapamadığını yapmak ve huzuru sağlamak için suçluları sokaklardan temizlemektir.
Yönetmen hakkında:
Yapımcı ve yönetmen Jon Avnet, Kızarmış Yeşil Domatesler (1991), Kızıl Köşe (1997) ve yine Al Pacino’nun oynadığı 88 Dakika (2007) gibi filmleriyle tanınıyor.
Neden izlenmeli?
1995 yılında çekilen Michael Mann filmi Heat setinde araları bozulduğu söylenen ve çekimler boyunca son sahne dışında aynı karede göremediğimiz iki usta aktör Robert de Niro ve Al Pacino bu filmde ilk kez yan yana. Özellikle bundan dolayı kaçırılmayacak filmin hikâyesi de merak uyandırıyor.
Hellboy 2: Altın Ordu
Hellboy 2: The Golden Army

Fantastik - Macera
İnsanoğlu ile Dünya’nın eski sahipleri arasında binlerce yıl önce varılan ateşkes anlaşması bozulunca cehennemin tüm varlıkları adeta zincirinden boşanır. Yeraltı dünyasının anarşist ruhlu prensi Nuada, insanoğluna yüzyıllardır saygı göstermekten bıkmış usanmıştır. Binlerce yıldır uykuda olan ölüm makineleri ordusunu uyandırmanın çaresini aramaya başlar. Bunu başardığı takdirde kendi halkına ait olan her şeyi geri alabilecektir. Nuada’nın girişimleri sonucunda yeraltı dünyasının tüm büyülü yaratıkları serbest kalarak harekete geçer. Bundan sonrasında karanlık ruhlu prensi durdurarak dünyamızı yok olmaktan kurtarmayı sadece Hellboy başarabilir.
Bu büyük savaşta B.P.R.D. timleri, dünyamızda insanoğlunun yaşadığı yüzey tabakası ile fantastik yaratıkların hüküm sürdüğü yeraltında gizlenmiş diğer dünya arasında yolculuk yaparlar. Hellboy’a gelince, o iki dünyaya birden aittir ama her ikisinden de kabul görmez. Bildiği yaşam tarzı ile kendisini davet eden bilinmeyen kaderi arasında tercihini yapmak zorundadır.
Yönetmen hakkında:
Sinema kariyerine makyaj dizaynıyla başlayan Meksikalı yönetmen Guillermo Del Toro, ilk filmi "Doña Herlinda ve Kızı”nı 1985 yılında henüz 21 yaşındayken çekti. Ülkemizde de ses getiren "Pan'ın Labirenti"nin yanı sıra, mutant ve şekil değiştiren böceklerle ilgili filmi “Mimic”i ve bir vampir hikâyesi olan "Blade 2"yi hayata geçiren Del Toro, fantastik öğelere bolca yer verdiği sinemasını çizgi roman kahramanlarıyla beslemeyi seviyor.
Neden izlenmeli?
Çizgi roman uyarlamalarında iddialı yönetmen Del Toro’nun dört yıl aradan sonra bol fantastik öğeler içeren “Hellboy 2”si, yönetmenin iki yıl önce bizi “Pan’ın Labirenti”yle büyülediği düşünülürse oldukça merak uyandırıyor. Fantastik sinemadan hoşlananlar ve Del Toro’nun çalışmalarını takip edenler izlemeli.
Babil M.S.
Babylon A.D.

Aksiyon - Bilim Kurgu
Yakın gelecekte geçen bir macera hikâyesi. Toorop ücretli asker olarak çalışmaktadır. Doğu Avrupa’daki mafya ondan çok gizli bir görev ister. Görevi Aurora adındaki bir kadını New York’a getirmektir. Önceleri bunun sıradan bir iş olduğunu düşünen Toorop, zamanla fark eder ki Aurora ikiz bebeklere hamiledir. Asıl şok edici olansa, Aurora’nın taşıdığı bu bebeklerin herkesin umutla beklediği kurtarıcılar olduğudur.
Yönetmen hakkında:
Senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği La Haine (1995) ile Cannes Film Festivalinde en iyi yönetmen seçilen Kassovitz'in çektiği filmler arasında “Gothika”, “Amen” ve “Astérix” de var. Oyunculuk da yapan yönetmen ayrıca Jean-Pierre Jeunet'in Amelie isimli filminde Nino Quincampoix'i canlandırmıştı.
Neden izlenmeli?
Mathieu Kassovitz’in filmlerini sevenler ve silah, dövüş ve aksiyondan hoşlananlar için bayram tatilinde eğlenceli bir seçenek.
Vol-İ
Wall-E

Animasyon - Bilim Kurgu
Vol.i dünyayı temizlemek için üretilmiş bir robottur. İnsanlar bir gün dünyayı terk etmek zorunda kalırlar ancak giderken tüm robotları kapatmışlardır, Vol.i dışında. Gezegende bir başına kalan Vol.i yüzyıllar boyunca gezinir durur. Ancak bir gün gezegene bir arama robotu gönderilir. Vol.i ile Evei galaksiler arası bir yolculuğa çıkacaklardır.
Yönetmen hakkında:
Vol.i’nin senaristliğini ve yönetmenliğini yapan Andrew Stanton’u, diğer çalışmaları “Sevimli Canavarlar”, “Oyuncak Hikayesi 1-2”nin senaristi ve “Kayıp Balık Nemo”nun senarist ve yönetmeni olarak hatırlıyoruz. 2004 yılında “Kayıp Balık Nemo” ile En İyi Animasyon Oscar’ını kazanan Stanton, Pixar ile çalışmalarına devam ediyor.
Neden İzlenmeli?
“Arabalar”, “Oyuncak Hikayesi”, “Kayıp Balık Nemo” ve “Ratatouille” gibi filmlere imza atan animasyon ustası Pixar’ın yapımları bizi bugüne kadar hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Üstelik senarist ve yönetmen koltuğunda oturan isim yukarıda adı geçen pek çok çalışmadan hatırladığımız Andrew Stanton olunca, animasyon sevenlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir film Vol.i!
Pardon! Seni Seviyorum
Scusa ma ti Chiamo Amore

Romantik
Niki ile tanışması, Alex'in oturmuş ve düzenli hayatını altüst eder. Niki, on yedi yaşının verdiği bütün masum neşesi ve şaşırtıcı bilgeliğiyle hayatına girmiş, yıllardır birlikte yaşadığı kadının arkasında bıraktığı köhnemiş bütün kalıpları, yerleşik fikirleri ve kasvetli alışkanlıkları, hatta hüznü silip atmıştır.
Ama keşfetmek kabul etmek anlamına gelmez, en azından Alex için. Aşklarındaki ve sevişmelerindeki şefkat ve güvene rağmen, ileride mutlu olacakları açıkken, Niki ona daha önce hiç gülmediği kadar gülmeyi göstermişken, Alex eski sevgilisiyle yaşadığı daha mantıklı hayatına döner.
Niki 18 yaşını doldurmaya yaklaşmış finallerine çalışırken, gizlice Alex'i bekler. Yüreğinin derinliklerinde bir hayali canlı tutmaktadır. Alex'in hayatında ilk defa, gerçek aşkı kabullenecek ve ona inanacak cesareti bulacağı hayalini.
Yönetmen hakkında:
Sinema çevresinde “Pipolo” lakabıyla bilinen İtalyan yönetmen&senarist Giuseppe Moccia’nın oğlu Federico Moccia 1963 Roma doğumlu. 1987 yılında senaristliğini, yönetmenliğini ve oyunculuğunu yaptığı “Palla Al Centro” ile film kariyerine başlayan Moccia son filmiyle üçüncü kez yönetmenlik koltuğuna oturuyor. Yönetmen aynı zamanda filmin uyarlandığı kitabın yazarı.
Avanak Kuzenler
Avanak Kuzenler

Komedi
Jön Tankut ülkenin en büyük eksiğinin, artık jön bulunamamasına kanaat getirdiğinden beri, saçları jöleli dolaşmaya başlamış, bu büyük açığı kendisinin dolduracağına kendini ikna etmiştir. Her fırsatta oyunculuk görüşmelerine katılır, ancak ne yapar eder, kendisini kovdurmayı becerir…
Mucit Serkan ise küçüklükten beri mucitlik takıntılı olmuştur. Ancak onun yaptığı daha ziyade zaten yıllar önceleri bulunmuş olan araç-gereçleri tekrar icat etmektir. Akrobat lamba, katlanabilir şemsiye vb. Ancak kimi zaman da enteresan buluşları da olur…
Saldıray Neco diğer ikisine göre, daha az fikir üreten biridir. Hatta kadın düşkünlüğünü saymazsak, daha aklı başında bile diyebiliriz. Küçüklüğünden beri, kurduğu tüm hayallerde güzel ve seksi kadınları düşlemiştir. Buna rağmen gerçek hayatta hiçbir kadınla hiçbir şekilde bir ilişkisi olmamıştır...
Avanak Mucit Serkan’ın görür görmez aşık olduğu güzel ve asi Melike ise, başları ne zaman derde girse bu üç avanağın yanında olur.
Yönetmen hakkında:
1985 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümü'nden mezun oldu. 1991 yılında Abdi İpekçi suikastını konu alan “Uzlaşma”yı yönetti. Bu sırada İstanbul Üniversitesi’nde öğretim üyeliği ve dizi film yönetmenliği yapan Oğuzhan Tercan, ilk filminden 13 yıl sonra “Hırsız Var” isimli ikinci filmiyle sinemaya geri döndü.