Nisan 2002'de işgal altındaki Ramallah'ta Filistinli gazetecilerle kaldığım bir stüdyoda haberleri dinlerken ABD Başkanı George Bush'un şu sözlerini duymuş ve donakalmıştım:
"İsrail Başbakanı Ariel Şaron bir barış adamıdır!"
İlk şoku atlattıktan sonra şöyle düşündüm, bu sözler Şaron'dan çok Bush'u anlatıyordu. Şaron'a barış adamı diyebilen bir lider ne olabilirdi?
Ariel Şaron 1982 Lübnan işgali sırasında İsrail Savunma Bakanıydı. ama herkes ona Süper Genelkurmay Başkanı yakıştırmasını yapıyordu. Çünkü işgali o yönetiyordu.
Savaşın son günlerinde FKÖ Lübnan'dan çıkmayı kabul edip Tunus'a geçtiğinde Hıristiyan Falanjistler Sabra ve Şatila mülteci kamplarına saldırıya geçme hazırlığındaydı. Kamplarda sadece Filistinli siviller kalmıştı. Şaron'un da bu hazırlıktan haberi vardı. Bütün operasyonları yönetmesine rağmen iki mülteci kampındaki katliamı önlemedi.
Bu nedenle kendi ülkesinde, İsrail mahkemesince sorumluluğu tescil edildi. Savunma Bakanlığından ayrılmak zorunda kaldı.
Bine yakın Filistinlinin ölümünden sorumluydu. Bu nedenle de Şaron'a Sabra ve Şatila kasabı yakıştırması yapıldı.
Derisinin kalın olmasıyla övünen Şaron İsrail politikasından uzak kalmadı. Netanyahu kabinesinde yer aldı. Ortadoğu Barışı'nın önündeki en önemli engellerden biri olan Yahudi yerleşim birimleri inşasına başladı. Buradaki fanatik yahudiler onun siyasi tabanı oldu. Filistinlilere karşı acımasızlığı dolayısıyla İsrail'de bile "buldozer" diye tanındı.
İkinci intifadanın fitilini de o yaktı. 28 Eylül 2000'de Camp David görüşmelerinin hemen ardından oluşan iyimser havayı yok etti. Mescid-i Aksa'nın yer aldığı Haremüşşerif'e girerek, burası bizim dedi, olayları kışkırttı ve ikinci Filistin ayaklanması başladı.
Ehud Barak hükümetinin zayıflığından yararlanarak erken seçim kararı aldırdı ve 2001 Şubat ayında başbakan oldu.
O günden sonra Ortadoğu'da işler hiçbir zaman yolunda gitmedi.
Beyaz Saray'da kabul gören Filistin halkının seçilmiş liderini ve tek barış partnerini gayri meşru ilan ederek tecrit etti. Oslo Barışı ile taş taş inşa edilen Filistin Yönetimini yerle bir etti, Batı Şeria'yı yeniden işgale başladı.
Koruyucu Duvar operasyonu adı altında başlattığı askeri harekat ile Filistin'de kan döktü, Hıristiyanların en kutsal mekanı Milat kilisesini kuşattı.
11 Eylül saldırılarından sonra gemi iyice azıya aldı ve suikastlere hız verdi. Bugüne kadar aralarında Şeyh Yasin ve Abdülaziz Rantısi'nin de bulunduğu 330 kişinin öldüğü suikastler düzenledi.
Son 4 yılda 4 bin İsrailli ve Filistinlinin (oran 1'e 3'tür)öldüğü şiddet olaylarının baş sorumlusudur. Son olarak sivil bir gösteri yapan Filistinlilerin üzerine füze atılmasının sorumlusu da odur. Bu cüreti İsrail ordusuna veren Şaron'dur.
Böylesine kabarık bir dosyası olan Şaron'a "Bir barış adamıdır" diyebilen Bush nedir?
Irak'ta bir düğün alayına ateş açan, çoğu çocuk 45 sivilin ölümüne yol açan ordunun başkomutanıdır!