Beşiktaş`ın bugün yapılan idari ve mali genel kurul toplantısı`nda söz alan İbrahim Altınsay şu açıklamaları yaptı :
Bugün ve yarın biz genel kurul üyeleri oylarımızla kulübümüzün
geleceğini belirleyeceğiz. 5.5 yıllık bu kötü gidişe dur demek şimdi
bizim elimizde. Günümüzün sorunlarını tartışacağımız sağlıklı bir
ortamı yaratmak bizim elimizde. 5,5 yıldır bu yönetim para her şeydir
diyor. Beşiktaş gibi sarsılmaz bir toplumsal kurumu paranın esiri
haline getirmek kimsenin hakkı değildir. Bu yönetimin büyüttük dediği
tek şey borçlardan başka şey değildir. Beşiktaş`ta borç tartışmak utanç
vericidir.
Beşiktaş`ta 5 yıl boyunca 6 teknik direktör 63 futbolcu alınmış. Yani
hr yıl 1 takım gelmiş, 1 takım gitmiş.Profesyonel hocasına,
futbolcusuna böyle davranan bir anlayışın profesyonelleşmekten
bahsetmeye hakkı var mı? Futbolcu yiyen bir anlayışın özkaynak futbolcu
çıkarması mümkün mü? Yabancı kulüplerde kişilere muhtac olmak, gelecek
gelirleri kırdırmak var mı? 5,5 yıldır Beşiktaş`ı yöneten anlayış para
saçmaktan başka birşey yaptı mı? Onlar parayı saçıyor, borç Beşiktaş`a
yazılıyor. Şu genel kurul yapımında bir satır var. Demirören`e borç. 62
milyon 496 bin 918 lira 50 kuruş. Sanki bakkal defteri. Şahıslardan
böyle gelişi güzel para alınır mı? Hani bunun dekontları, kaydı,
faturaları, bu para ne zaman alınmış, nereye harcanmış? Hiç bir bilgi
yok. Böyle borçlanan kulüpler kurumsallaşmadan bahsedebilir mi? Bakın
benim bir önerim var. Kulübe borç verdim dediği rakamlarla söylüyorum.
Antep`tan transfer edilen Tabata`nın bonservisi 8 milyon avro, şimdi
çürük raporu alıp kurtulmaya çalıştıkları Delgado 6 milyon avro,
Batuhan 5 milyon avro, Nobre 3 milyon, Serdar Kurtuluş 1 milyon, Gordon
1 milyon, Cisse 1 milyon, Aydın Karabulut 1 milyon, Diatta 1 milyon.
Bonservisleri toplayınca 35 milyon avro ediyor. Çarpalım 2,1 ile. 73,5
milyon lira ediyor. Yapalım yüzde 15 iskonto. 62,5 milyon lira. Tam da
başkanın borcu. Başkan futboldan anlıyor ya, bu futbolcuların da
bedelini yönetim belirledi. Kursun bir menajerlik firması, bu
futbolcularının da bonservislerini yüzde 15 iskonto ile ona verelim.
5,5 yıldır Beşiktaş`ı böyle bir zihniyet yönetiyor. Bu yönetimi ibra
etmemek de bir görev olmalıdır.
Az önce slaytlarda Fulya`yı gösterdiler. İçim acıdı. Başkan
televizyonda yüzde 76sı Beşiktaş`ta, yüzde 34`ü müteahhitte dedi.
Toplasan yüzde 110 ediyor. Bunu geçelim.
Gelelim stat olayına. Bir fotoğraf var. O fotoğraf he büyüyor. Yakında
stadın boyutu Taksim meydanına kadar gidecek. Önemli olan o stat değil.
Beşiktaş taraftarı o statta gönül rahatlığı ile maç seyretmek istiyor.
Orası bizim evimiz, evimiz. Biz evimizde huzur, mutluluk istiyoruz. Bu
anlayış Beşiktaşlıların güvenini yitirmiştir. Sadece tribünler yeter
demiyor. Dünyanın 4 bir yanına dağılmış Beşiktaşlılar yeter diyor
yeter.
Genel kurul üyelerimiz, gelin Beşiktaş`ı bu anlayıştan kurtaralım.
Gelecekte bu formayı giyecek, bu formaya gönül verecek çocuklarımızın
hakkını koruyalım. Geleceğimizi koruyalım. Elbette 1 Şubat`ta her şey
güllük gülistanlık olmayacak. Bizim Beşiktaş`tan başka bir kaygımız
yok. Gelin halkın kulübü Beşiktaş`ın kapılarını Beşiktaş`a açın. Şimdi
yetki sizin, karar sizin.
-HABER1903-
Haber Linki ve Videosu