
Timsah yürüyüşünün mucidi, Bursaspor’un Kara Boğa’sı, gol makinesi, İntertoto’nun unutulmaz golcüsü Majid Musisi’nin ailesi, 11 sene sonra Bursa’ya geldi, Bu kez baba Musisi olmadan...
Bursaspor taraftarının gönlünde "timsah yürüyüşü"yle taht kurdu. Attığı gollerle, inatçı ve güçlü yapısıyla tribünleri kendine aşık etti. Bursaspor’dan koparıldığı dönemde, bir Gaziantepspor deplasman maçı öncesinde, taraftar, ‘o gidiyor’ diye görevdeki yönetime en hırçın tepkisini gösterdi. O kadar çok sevildi ki, tribündeki Bursaspor sevdalıları, bugün yapılan transferlerin bile Musisi kadar kaliteli ve özverili olmasını istedi.
Özellikle Beşiktaş’a İnönü Stadı’nda öyle bir kafa golü attı ki, Bursa’da yaşayanları o golü hiç unutamadı.
1995 yılı yaz aylarında İntertoto Kupası döneminde oynadığı futbol ve attığı gollerle de Bursalılar’ı sokaklara döktü.
Baliç, Hakan Keleş, Ercüment ve (deli) İbrahimli Bursaspor’da en çok konuşulan, en çok sevilen isimdi Majid Musisi.
Türkiye’nin en büyük taraftarı, yüreğindeki en yeni ve en büyük yeri ona ayırdı. 13 Aralık 2005 tarihinde gelen ölüm haberi Bursa’yı şaşırttı ve yasa boğdu. Taraftar onun için ağladı.
Onun için pankartlar yazıldı, besteler yapıldı.
Musisi’den sonraki dönemde, tribünler Bursaspor forması giyen futbolculara şunları söylüyordu;
"Üzerinizdeki çubuklu forma nasip olmaz herkese, Musisi gibi, Ercüment gibi layık olun Bursa’ya"
Evet! Musisi aramızdan ayrıldı, ancak 11 yıl sonra ailesi, Bursaspor’u ve Bursa’yı unutmayan sevdikleri Karayaka ailesinin misafiri olarak Bursa’ya geldi"
Nurettin Karayaka’nın uçak biletlerini göndermesinin ardından, 20 günlük tatil için koşa koşa kentimize gelen Musisi ailesi, eski günleri hala unutamıyor. Bursaspor’u ve Bursa’yı anlatırken gözleri dolan ailenin en büyük arzusu da Bursaspor’un şampiyon olması
Olay gazetesi spor servisi Majid Musisi’nin eşi Suzan Nantongo Musisi, çocukları 15 yaşındaki Majid Musisi Junior Hukibi ve 10 yaşındaki Abdul Mutyaba Mukibi ile Onur Karayaka’nın yardımıyla, duygu yüklü, bir o kadar da hoş bir röportaj yaptı.
AKLI HEP BURSA’DAYDI
1994-97 sezonlarında Bursa’da yaşadıklarını söyleyen Musisi`nin eşi Suzan Nantongo Musisi, bakın neler anlatıyor:
"Bursaspor’dan ayrıldıktan sonra Çanakkale Dardanelspor forması giydi. Ama onun kalbinin bir köşesinde Bursaspor’un yeri ayrıydı. Hep Bursa’dan ve Bursaspor’daki güzel günlerinden bahsederdi. Bursa’dan ayrıldıktan sonra gittiği hiçbir kulüpte Bursaspor’daki kadar başarılı olamadı. O muhteşem taraftarı çok severdi. Aklı her zaman Bursaspor’daydı"
GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Majid Mususi’den bahsederken gözyaşlarını tutamayan Nantongo Musisi, şöyle devam etti: "Ben çocuklarımın eğitimi için 2000 yılında Uganda’dan ayrılıp, Amerika’daki kardeşimin yanına gitmiştim. Ancak telefonla görüşebiliyorduk. Ölmeden 3 gün öncede telefonla konuşmuştuk. Sonrasında telefonlarda problem olunca irtibat kuramadım. Ardından ölüm haberi geldi. Pasaportumuzun süresi bitmişti ve cebimizde bir kuruş bile paramız yoktu. Cenazeyi bizim için 2 gün beklettiler, ama parasızlıktan cenaze törenine gidemedik."
HASTALIĞI KABULLENMEDİ
"Majid Müslüman, annesi katolikti. Hastalığı sırasında onu sürekli kiliseye duaya götürüyordu. Ölünce, baba tarafı müslüman olduğu için, müslüman geleneklerine göre defnedildi. Ben de hıristiyan olmama rağmen Amerika’da mevlüt okuttum. Çünkü bizim çocuklarımız Müslüman. Mususi ölmeseydi, 2006 yılında Amerika’ya, yanımıza gelecekti. Bizim ayrılma sebebimiz alkoldü. Ben çocuklarım için Amerika’ya gittim. Alkolü bir türlü bırakamadı. Bağımlı olduğunun farkındaydı, ancak kabul etmiyordu."
TARAFTARA TEŞEKKÜR
"Hatta bana mektup yazıp, alkolü bıraktığını söylüyordu. Ancak birleşmemiz bir türlü kısmet olmadı. Ölüm haberini öğrendiğimde ne yapacağımı bilmiyordum. İlk olarak Türkiye’deki dostlarımız, anne ve babamız gibi gördüğümüz Nurettin Karayaka ve eşi Rukiye Karayaka’yı aradım. Çünkü çocuklarım evde yoktu. Onlara bunu nasıl söyleyecektim. Onlara sordum" Karayaka’lar bize çok yardımcı oldu. Bizi Türkiye’ye davet ettiler, kendimizi hiç yalnız hissettirmediler. Taraftarın maçlarda yaptıklarını Onur’un (Karayaka) sayesinde internetten takip ettik."
BURSA’NIN YERİ AYRI
"Bursa’nın yeri bizde her zaman ayrıdır. Bu şehirde her zaman hoşgörü ve insanların iyi niyetiyle karşılandık. Herkes çok sıcak davrandı. Nereye gitsek ilgiyle karşılaştık. Junior insanların kucağından inmiyordu. Biz Bursa’yı çok seviyoruz. Şimdi çocuklarıma soruyorum; (Amerika’ya mı gitmek istersiniz, yoksa Bursa’da mı kalmak istersiniz) diye. Onlar Bursa diyor. Burayı çok sevdiler. Biz burada aileden biri gibiyiz. Mususi için de Bursa çok iyi olmuştu. Müslüman olduğu için camiler vardı. Bursa’da bize Karayaka ailesi kucak açmıştı. Biz onları çok seviyoruz. Bursa’da beni Türkçe dil kursuna bile göndermişlerdi."
MUSİSİ ÇOK SEVİNECEK
"Bursa’yı hala çok seviyoruz. Bursa bizim evimiz gibi. Mususi’nin ölmesi taraftarı da çok üzmüş. Mususi her zaman, Bursa’dan ayrıldıktan sonra eski Mususi olmadığını söylerdi. Timsah yürüyüşünü yapınca herkesin hoşuna giderdi. İnsanların timsah yürüyüşünü benimsemesi onu çok mutlu ederdi. Bizim şu an tek arzumuz Bursaspor’un şampiyon olması. Şimdiki takımdan da bunu istiyoruz. Onlar başarılı oldukça, inanıyorum ki Mususi de sevinecektir."
JUNİOR’ÜN ANILARI
O dönemde insanların kucağından inmeyen Majid Musisi Junior Hukibi, ailenin en çalışkan ferdi. Amerika’daki okulunda başarılı bir öğrenci olan Junior, "Benim hedefim doktor olmak. Kardeşimle ben futbolu sevmemize rağmen futbolcu olmayı istemedik. Hatta babamın ölümünden sonra futboldan nefret etmiştik. Ben de Bursa ile ilgili güzel şeyler hatırlıyorum. Buradayken şeftali suyuna ‘festali suyu’, çok yaşa yerine de ‘yok yaşa’ derdim. Babam bir maçta gol attıktan sonra beni sahaya indirmişlerdi. İnsanların sırtında stadı dolaşmıştım. Sırtına bindiğim kişi de polisti" dedi.
Küçük olan Abdul Mutyaba Mukibi ise babasının kopyası. Onu annesi Musisi diye çağırıyor. O ise Amerikan futbolu ile ilgileniyor. Büyüyünce de en büyük hedefi Amerikan futbolcusu olmak.
ONLAR BENİM EVLADIM
Bursaspor’da uzun yıllar yöneticilik yapan Nurettin Karayaka, Musisi’nin ailesini, kendi ailesi gibi benimsediğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Onlar benim gerçek evlatlarım gibi. Zaten onlarla sürekli irtibat halindeyiz. Musisi ailesini bir eksikle görmemize rağmen yine de mutluyuz. Sporun güzelliği de bu zaten. İnsanlar daha sonra da bir araya gelebiliyorlar. Oğlum Onur biletlerini gönderdi ve Türkiye’ye davet etti. 20 gün bizimle kalacaklar. 7 Ağustos’ta da Amerika’ya dönecekler.
Olay Gazetesinden
Musisi,Beşiktaş'ın Nouma'sı kadar taraftarla iç içe,Hagi gibi takımın lideri Ergün gibi efendi idi...Timsah yürüşünün mucidi bu adamı Bursa çok sevmişti.Bunca sene geçmesine rağmen hala her Bursalı çocuk Musisi'yi tanır.
Mekanı cennet olsun.Onu hiç unutmadık