Turkcell Super Lig İncelemesi
Rıdvan Dilmen Ligin Zirvesini Değerlendirdi

Galatasaray

Sezonun en başından başlamak gerekirse en az Fenerbahçe kadar karışık başladılar. Kalli gitti, Skibbe gelecek dediler; gelmedi. Yerine ise Batuhan Demirci geldi. Bu kimine göre doğru kimine göre yanlış bir karardı ama bana göre doğru bir karardı ki şimdi bunu herkes anlıyordur zaten.
Bilindiği gibi Kalli takımı klasik 4-4-2 düzeninde oynatıyordu. Sadece son 6 haftalık kısmın 1-2 haftasında tek forvet oynadılar. Demirci'nin aklındaki taktik ise tam Galatasaray'a uygun taktikti: 4-2-3-1 Bu taktiği uygulamaya sokmak 4-4-2'ye alışık bir takım için zordu fakat bu sistemi otutturduktan sonra meyvesini toplamak oldukça tatlıydı. Demirci bu sistemi takıma oturtmuş görünüyor. Tabi hala "Forvet de forvet!" ısrarlarını sürdürüyor. Bunda da yerden göğe kadar haklı. Takım pozisyona giriyor, kaleciyle karşı karşıya kalınıyor ama gol bir türlü gelmiyordu. Yönetime bu konuda raporunu geç sunmuş olacakki yönetim Demirci'nin istediği transferi gerçekleştiremedi, "Eldekilerle devam!" dendi. Fakat son haftalardaki takımın gol ortalaması Demirci'nin bu işi(gol atma) takıma kavrattığını görürüz.
Transferler

Galatasaray'da bilindiği gibi sezona çok güzel transferlerle başladı. Kewell,Meira,Lobont bu üç isimde takıma katkı sağlayabilecek, gençlere ise tecrübelerini aktarabilecek oyunculardı. Yönetimi burada transfer başarısı için tebrik etmek gerek. Tabii birde forvet alsalardı o zaman kaymaklı ekmek kadayıfı olurdu!
Kadro Yapısı
Galatasaray herkesin çekindiği bir ortasahaya sahip. Bunu da en iyi şekilde kullanıyorlar. Ortasahanın biraz gerisinde Tobias ve Mehmet'in uyumu enfes. Kewell-Lincoln-Arda ise takımın herşeyi, pozisyona sokarlar, al at derler ve gider kendileri de atar! Forvette ise taraftar her ne kadar gol kaçırdıklarından şikayetçi olsalarda Nonda-Ümit ikilisi var. Onlarda az ama öz atarak takımın gol yükünü çekiyorlar. Gelelim defansa... Galatasaray belkide yüzyılın en iyi defans hattını kurdu. Kaleden başlayalım. Lobont reflekslerine hakim olması olsun, önündeki defansıyla diyaloğu olsun, defansın arkasına atılan toplara çıkma cesareti olsun dört dörtlük bir kaleci! Tek eksiği birebir kaldığında biraz tedirgin olması! Önündeki dörtlüye gelelim şimdi ise : Uğur-Servet-Meira-Hakan. Galatasaray tarihinde bu kadar uyumlu bir defansı az görmüştür. Meira ve Servet kule gibi havadan geçit vermiyorlar. Meira oynadığı bölgeye göre çok teknik! Servet ise cesareti ve isteği ile taraftarın sevgilisi! Beklerdeki Uğur ve Hakan Balta ise daha çok defansif bekler olmasına karşın Demirci onları sürekli ileri yollayarak cesaretlerini arttırdı. Biliyorsunuz büyük şanssızlık sonucu 1-1 biten Liverpool maçının bizim adımıza yıldızlarından biriydi Uğur; yaptığı ortalar,ileri çıkışları ve süpriz şutlarıyla.
Galatasaray kadrosunun en eksik kaldığı bölge herkesin hemfikir olduğu forvet bölgesi.. Oraya da sezon sonu bir takviyeyle takım inanılmaz bir hale gelir! Ha, bakarsınız Nonda ve Ümit bir anda kaçırdıkları goller yetmez gibi formsuz olurlarsa! İşte o zaman yönetime büyük iş düşer, devre arasında bir golcü almaları gerekir.
Şampiyonlar Ligi'nde Cimbom

Cimbom, Avrupa arenasında özlediği, beklediği futbolu artık oynayabiliyor. Gerek kurulan kadrodan dolayı gerekse takıma uygun hırslı bir menajerin katılmasından dolayı... Galatasaray geride kalan 2 maçta her ne kadar 1 puan çıkarmış olsada gelecek için umut saçtı. İnanıyorum ki Galatasaray kalan 4 maçından en az 9 puan çıkaracak ve grubundan çıkacak! Çünkü bu takım onu hakediyor.
Oyuncu Performansları

Sokaktaki taraftara şuan Galatasaray'ın en etkili isimlerini sayın deseniz; "Kewell,Arda,Lincoln,Servet" der. Bu 4 isim gerçekten rakibi yenmek için hazırlanmış birer silah! Kewell transferi gerçekleştiğinde yönetime teşekkür eden Galatasaray'lının aklının bir ucunda da "Bu adam sakattı aslında bakalım ne olacak!" diye bir düşünce vardır. Ama Kewell öyle bir oynuyor ki yönetime ne kadar teşekkür edilse azdır. Lincoln geçen seneden apayrı bir görüntü çiziyor. Takımı ateşliyor, ileri taşıyor! Bu da Cimbom taraftarlarını iyice ateşlendiriyor! Yıllardır "10"un yerini doldurmaya çalışan yönetim bu kez turnayı gözünden vurdu! Arda... Arda geçen sene yaptığı çıkıştan sonra herkesi kendine hayran bırakmıştı. Avrupa'dan gelen tekliflerde zaten bunu doğrular nitelikte. Takımın hucüm adına en etkili silahlarından biri olan Arda'nın maaşında arttırım yapılması onu daha çok heveslendirmişe benziyor ki geçen senenin 2 katı kadar oynuyor! Gelelim taraftarın deyimiyle "Ayıbağan"a. Servet taraftarların kuşkusuz en sevdiği oyunculardan birisi. Geçen sezon kazanılan o efsanevi şampiyonlukta en büyük pay ona sahip desem kimse "Ne yaptın be Rıdvan!" demez herhalde. Servet caanını dişine takarak oynamasıyla adeta taraftarın sahadaki görüntüsü oldu. Kornerlerde ileri çıkıp takımı adına attığı goller onu "1 numara!" yaptı.
Son söz olarak Galatasaray'ın çok doğru bir yolda olduğunu söylemek isterim. Eğer böyle transferler ve oyun yapısını korursa Galatasaray kuşkusuz bir Avrupa kupasını daha ülkemize getirir!
Rıdvan Dilmen